25 Nisan 2016 Pazartesi

Israrlı Tekrarlar

Gün geldi kuşkulandım insanların aklından, nasıl yaşıyorlardı emin olmaksızın.Merak ediyordum bilinçlerinin kabrin ötesinde hangi şafağa, hangi amaca, hangi akıbete ereceğini;
Hakikatten nasıl saklanabiliyorlardı köşe bucak?

Nihayet uykusuz bir gecede karar verdim keşfe çıkmaya, kokuşmuş sokaklara attım kendimi. Kabul olunmaz uçurumlarda duracak, gölgelerle dövüşecektim sözde.Ama öyle olmadı tabii, gecenin karanlığı hüznünü de yanında getirir derler.Zihnimi giderek dumanlar sarıyordu, konuşamıyor sürekli duraksıyordum.Adım adım ağır ağır çürümenin hangi anını seçer kati ihtiyacımız olan yeniden diriliş? Hangi günü? Hangi yılı?

Zaman eğer bir şarkıysa kulaklarımızda; ben bir arı kovanı içinde sıkışıp kalmışım işte.
Eğer yaşamadan önce tahayyül edebilseydik hayatı, ne delice, ne imkan dışı,
ne anlatılmaz ölçüde tuhaf, ne şahane bir saçmalık dizisi gibi gelirdi hayat!

Soruyorum size sevgili okur! 
O zaman bu hoyrat gülüşe neden katılmalı insan?

En gülünç Zimbabwe atasözlerinden biri şöyle der:
Hayat, eğri büğrü yazılmış bir mesajdır karanlıkta.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder